Sıcak evin direği Tıp tıp eder yüreği (BABA) | Dokuz ay zindanda yatar Altı ayda zil çalar oynar (BEBEK) |
Özü tatlı, Sözü tatlı, Candan daha değerli (ANNE) | Yattım yumuşak Uyudum sıcak sıcak (YATAK |
Ham iken tatlı Olmuşu acı (BEBEK) | Ben giderim, O gider Güneşte beni izler (GÖLGE) |
Askerden küçük Paşadan büyük (ÇOCUK) | Gece içindeyiz Gündüz dışında Pencereli, kapılı Şirin bir yuva (EV) |
Pazardan aldım Bir tane Eve geldim Bin tane (NAR) | Eve bitişik odada Yemek pişer orada (MUTFAK) |
Uzun yoldan kuş gelir Ne söylese hoş gelir (MEKTUP) | Bir ağacı oymuşlar İçine dünyayı koymuşlar (TELEVİZYON) |
Buradan attım kılıcı Halep’te oynar ucu (TELEFON) | Çın çın eder Haber sorar (TELEFON) |
Sesi var canı yok, Konuşur ağzı yok (RADYO) | İstanbul da pişer Kokusu buraya düşer (MEKTUP) |
O her gün yeniden doğar Dünyaya haber yayar (GAZETE) | Kuyruğu var Canlı değil Konuşur Ama insan değil Camı var Ama pencere değil (TELEVİZYON) |
Alt yanı sivri tepe içindedir (Çene) | Üst yanı çakıldak (Diş) |
Daha üstü muşulak (Burun) | Daha üstü ışıldak (Göz) |
Üstü kara kolan (Kaş) | Daha üstü bir alan (Alın) |
İner reyhan gibi Oturur sultan gibi Dürülür hasır gibi Satılır esir gibi (Kar) | Uzadıkça kısalan şey nedir Hayat veya Ömür. |
Allah yapar yapısını, Bıçak açar kapısını. karpuz | Mavi tarla üstünde, Beyaz güvercin yürür. (yelkenli) |
Ocak başında kuyu, Kuyunun içinde suyu; Suyun içinde yılan, Yılanın ağzında mercan. (lamba) | Çın-çınlı hamam, Kubbesi tamam, Bir gelin aldım, Babası imam. saat |
Bir çuval cevizim var, Sayarım tükenmez. yıldız | El eker dil biçer. (yazı) |
Arşın ayaklı, Burma bıyıklı. (tavşan) | Bir küçücük kutudur, Bütün dünya yurdudur. (radyo) |
Fini fini fincan, İçi dolu mercan. (nar) | Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk. (limon) |
Daldan dala, Kırmızı pala. (sincap) | Yarım kaşık, Duvara yapışık. (kulak) |
On ay yatar, İki ay kalkar; Feneri yakar, Etrafa bakar. (Ateş Böceği) | Dağda tak tak, Suda cıp cıp. Arşın ayaklı, Burma bıyıklı. (balta,balık,leylek) |
Dağdan gelir, taştan gelir, Bir kükremiş arslan gelir. (sel) | Sıra sıra odalar, Birbirini kovalar. (tren) |
Sarı sarı içinde, Sarı zarfın içinde, On iki birlik kardeş, Birbirinin içinde. (portakal) | Az gitti, uz gitti, Dere tepe düz gitti, Altı ay bir güz gitti; Uyanınca hep bitti. (rüya) |
Mavi atlas, Arşın yetmez, Makas kesmez, Terzi biçmez. (gökyüzü | Ne kanı var ne canı,beş tanedir parmağı. (Eldiven) |
Üstü çayır, biçilir, Altı çeşme, içilir. koyu | Ufacık mermer tası, İçinde beyler aşı, Pişirirsen aş olur, Pişirmezsen kuş olur. (yumurta) |
Ayağımla basınca kırt kırt eder, Güneşi görünce eriyip gider. (Kar) | Kıştan kaçmaz,yaprağı uçmaz. (Çam ağacı) |
Duruşu ömür,gözleri kömür Soğuk dondurur sıcak öldürür. (Kardan adam) | Kışın yatar,yazın kalkar. (Soba) |
Ne ağzı var ne dili konuşur insan gibi. (Mektup) | Biz onu görürüz o bizi görmez,O konuşur dinleriz. biz konuşuruz dinlemez (Televizyon) |
Konuş deyince konuşur,sus deyince susar. (Radyo) | Kulağını büktükçe ağzı sulanır. (Musluk) |
Ağzı var odun yutar,bacası var duman tüter. (Soba) | Dört ayağı var canı yok, ayağını kessen kanı yok. (Masa) |
Bakınca görünürsün,kaçınca silinirsin. (Ayna) | Çıt der,ateş çıkar. (Kibrit) |
Aşağı iner tıkır tıkır,yukarı çıkar şıpır şıpır. (Kova) | Küçük küçük dişleri var ne de büyük işleri var. (Tarak) |
Dışı var içi yok,dayak yer suçu yok. (Top) | Çarşıdan aldım kapkara,evde kırmızılaştı maskara. (Kömür) |
Açarsam dünya olur yakarsam kül olur [ Harita ] | Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz. [ Akarsu ] |
Adem peygamberin sahip olmadığı ama çocukların sahip olduğu şey nedir? [ Anne-baba ] | Ak saray içinde sarı sultan [ Yumurta ] |
Al yastık içine un bastık? [ İğde ] | Alçacık boyları. Kadife donlu. [ Patlıcan ] |
Alçacık dalı,yemesi ballı [ Çilek ] | Allah yapar yapısını. Bıçak açar kapısını. [ Karpuz ] |
Başımda saç yok, içimde tat çok. [ Kabak ] | Ben giderim o kalır [ Ayak izi ] |
Ben varmadan o varır,Her şeyden çok o yol alır [ Işık ] | Bir sihirli fenerim, kibritsiz de yanarım [ Ampul ] |
Dört ayaklı ayı üstünde kabadayı [ Sandalye ] | Eve bitişik odada ,Yemek pişer orada [ Mutfak ] |
Geldi mi gelir, gitti mi gelmez? [ Gençlik ] | Gökte gördüm köprü. Rengi yedi türlü. [ Gökkuşağı ] |
Hanım içerde,saçı dışarıda [ Mısır ] | Hem açar,hem de kapar [ Anahtar ] |
Her gün yeniden doğar, dünyaya haber yayar [ Gazete ] | İncecik beli, elimin eli [ Çatal ] |
İz eder dizi dizi,alır götürür bizi [ Ayak ] | Kıştan korkmaz,yaprağını uçurmaz [ Çam ] |
Kolu var bacağı yok, dikdörtgeni var karesi yok [ Kapı ] | Kolu var, eli yok, karnı yarık karnı yok [ Ceket ] |
Mini mini kuşlar her yeri taşlar [ Dolu ] | Sesi var canı yok, Konuşur ağzı yok [ Radyo ] |
Sıcağa koyma kurur,suya koyma köpürür [ Sabun ] | Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem. [ Yol ] |
Tarlada biter, makine büker, sabah akşam yüzümü öper [ Havlu ] | Ufacık sandık içine un bastık [ İğde ] |
Uzaktan baktım bir karataş yanına gittim dört ayak bir baş. [ Kaplumbağa ] | Yaş ağaçta kuru budak [ Boynuz ] |
Yattım yumuşak,Uyudum yumuşak [ Yatak ] | Yazın giyinir, kışın soyunur. [ Ağaç ] |
Yazın yaşını,kışın başını yeriz. [ Soğan ] | Yedi delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak. [ Baş] |
Yeraltında kırmızı pancar. [ Turp ] | Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli. [ Karpuz ] |
Yuvarlağız, altındanız, bir kolda toplanırız [ Bilezik ] | Yer altında civcivli tavuk (patetes) |
Mavi atlas, Makas kesmez. Deniz | Sarı tavuk dalda yatar, Dal kırılır yerde yatar. Ayva |
Tarlada biter, Makine büker, Sabah akşam Elimizi yüzümüzü öper Havlu | Bir tas yoğurdum var, Yarısı ak, yarısı kara. |
Bakması güzel, Alması üzer. Gül | Yürür yürür iz etmez, Hızlı gitse toz etmez Gemi |
Ayakları kürekli, Ne kadar da yürekli, Suda bir gemi Ördek | Elemeden yoğurur, Gün aşırı doğurur. Tavuk |
Eğri çınar yerden alır, Gökte yer. Deve | Dağdan gelir sekerek, Kuru üzüm dökerek. keçi |
Karada bayılır, suda ayılır. Balık | Kuyruklu kumbara, ekin taşır ambara. Fare |
Kuyruğu kadar burnu var. Fil | Kızınca hav hav, gözleri lav lav. Köpek |
Dağda gezer, balı sezer,tabanı çıplak, kılları ak. Ayı | Akşam yer yemini, sabah gever gemini. At |
Sivri burunlu, uzun kuyruklu, şeytan suratlı, tavuk hırsızı. Tilki | Eli sırtında, ayağı karnında, izi yaldız, gözleri boynuz. Salyangoz |
Bu gelen aslan mıdır, gagası taştan mıdır. Kanatları mor çalar, kendi gülistan mıdır? Güvercin | Kapıyı açar, kopmadan kaçar Rüzgar |
Bir gelinim var, gelinin gidenin elini öper. (kapı) | Çıt dedi çalıya düştü. (güneş) |
Dam ardından göç eder. (karınca) | Yer altında kalaylı kazan. (turp) |
Ben giderim o kalır. (iz) | Şu tepenin beri yüzü, öte yüzü, padişahın küçük kızı, oturmuş çırpa çırpa ekmek eder. (kitap, defter) |
Yol üstüne saç koydum, geleni gideni aç koydum. (oruç) | Bastım demir kapıya, çıktım sarı sekiye. (at, eyer) |
Şu tepede toy oturur, bir kalkar bir oturur. (terazi) | Mesel mesel mani mesel , oturmuş bakla keser, azıcık ver dediydim, çildir çildir gözüme bakar. (fare) |
İkidereden su gelir, beş kardeş karşı gelir. (sümük) | Yük üstünde yarım çörek. (ay) |
Dış yapısı güzel tahta, içindeki kanlı kahpe. (kama) | Altı kaya, üstü kaya, içinde bir sarı maya. (yumurta) |
Geriden baktım aktaş, suya soktum sütlaş. (sabun) | İçi beyaz un değil, dışı siyah gön değil, kuyruğu var sıçan değil. (siyap Turp) |
Kavakdaki gavlıyan (Ağaç kurdu) Çınardaki söyleyen (Bülbül) Bükte büleyman (Yılan) Suda Süleyman (Büyük Balık) | İkisi birbirine benzer (ölüm ve uyku ) İkisi birbirinden güzel (ay ve güneş) İkisi birbirine bakar (yer ve gök) |
Nar, nar, dizimeci kar kar, uçtu keklik, kaldı dilbar ( başak, harman savrulur, ekini kalır) | Anası var bükrü, kızı var dünya güzeli, oğlu var adam delirden. (bağ, çubuk, üzüm, rakı) |
Mart, mart martladı, yedi dağı atladı, yedi dağın kilidi, akşam gelen kimidi. (uyku) | Hey garalık garalık, garalığın altı çıralık, onun altı bozhöyük, onun altı ev yıkan. (kaş göz, burun, ağız) |
Elde eliman gördüm, suda sülüman gördüm, köpük kusar taş gördüm, tuzsuz pişer aş gördüm. (tuz ,süt) | Meselim var metten, sakalı var etten, şimdi gelir görürsün, güle güle ölürsün. (horoz) |
Mesel mesel meniki, kuyruğu var oniki. (horoz) | Sekicikten sek dedim, oniki yumurta dök dedim.(hamur bezesi) |
Hed dedim, höd dedim, git şu köşeye yat dedim. (süpürge) | Bin direği var, bir cereği var. (mantar) |
Helemez, hülemez, ocak başına gelemez. (yağ) | Yol üstünde sarı yazma. (Eşşek sidiği) |
Yol üstünde sarı yazma. (Eşşek sidiği) | Dağdan gelir sekerek, kara üzüm dökerek. (keçi) |
Kafası var kaplıca, ayakları topluca. (kaplumbağa) | Dal üstünde kitli sandık. (ceviz) |
Babamın eriği var, içinde çürüğü var. (ceviz) | Yol üstünde mum yanar. (çiğdem) |
Ümüğü uzun, geliyor güzün. (soba) | Alaca mezar, dünyayı gezer. (göz) |
Yedi delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak. (baş)Yedi delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak. (baş) | Açıldı sandık, döküldü fındık. (keçipisliği) |
Yer altında yağlı kayış. (yılan) | Kırmızı duvar üstünde ağ tavuk oturur. (diş) |
Yol üstünde kitli sandık. (mezar) | Kadife donlu, çöp boyunlu. (patlıcan) |
Altı taş, üstü taş, öğrü yaş. (yayık) | Altı tahta üstü tahta, üstünde beyaz nokta. (döven) |
Dağdan gelir dak gibi, dalları budak gibi, Eğilip su içer, bağırır oğlak gibi. (kağnı) | Dağdan gelir, taştan gelir, eyerlenmiş aslan gelir. (sel) |
Altı tahta üstü tahta, arasında garip softa. (kaplumbağa) | Ben giderim o gider, arkamda tintin eder. (gölge) |
Uzun uzun uz gider, oğlu kızı düz gider. (Kavak) | Uzun uzun uzarlar, boynuzundan bozarlar. (Fasulye) |
Sunam uyandı, cama dayandı,Cam kırıldı, kana boyandı. (Domates) | Sarayın arkasında bir sultan oturur. (Yumurta) |
Karanlık odada bir kadı oturur. (Pekmez) | İptendir yapısı, üstündedir kapısı. (Çuval) |
Hamıl (tane) içeride, saçı dışarıda. (Mısır) İçi oduncu |